22 Temmuz 2016 Cuma

Şeylerin Hikayesi


Şimdiye kadar anlatmaya çalıştığım herşeyin 20 dk lık özeti

18 Aralık 2015 Cuma

Başlık Koyamadığım Yazı

Almama yılımı bitirmemin akabinde Yeşilist diye bir blogla röportaj yaptım (buradan okuyabilirsiniz) . Daha önce de röportaj teklifi gelmişti ama ana akım medyaya konu olmak istemediğim için sadece sürdürülebilir evlilikle bir röportaj yapmıştım (burada) Yeşilist röportajının sonrasında da bir kaç beğeni bir kaç paylaşım gelecek diye düşünüyordum fakat olay bunun ötesine benim kontrol alanımın ve aklımın alabileceğinin çok dışına çıktı.

Röportaj yayınlandıktan sonraki 3 gün içinde bütün tv kanalları ana haber bültenine çıkarmak istedi, birçok radyo, gazete ve dergi röportaj teklifinde bulundu, belgesel teklifleri geldi. Yüzlerce mail, facebook mesajı, arkadaşlık isteği aldım. Bir çok kurum beni konuşmacı olarak davet etti. İş yeri telefonumu bulup orayı arayanlar oldu. Bir sabah arkadaşlarım televizyonda bir magazin programda üç kişinin benden habersiz arkaya fotoğrafımı koyup saçım boya mı, deodorant kullanıyor muyum diye tartıştıklarını söyledinde işin çığırından çıkıyor olduğunu anladım. Bu da yetmezmiş gibi bir blog benim hakkımda aşağılayıcı ( ben öyle hissettim) bir eleştiri yazısı yazdı ( buradan okuyabilirsiniz)  ve bu yazı facebookta dolaşmaya başladı. İnsanlar benimle dalga geçen iletiler paylaştılar. Benim zengin, halkın durumunu anlamayan, yukarıdan bakıp kıyafet almadım diye çok fedakarlık ettim havalarına giren bir olduğuma dair yazılar gördüm. Hatta bir yerde "PR'ı çok, iyi biz de almıyoruz ama ünlü olmadık" yazan bile gördüm.  Tek bir gazete ya da televizyonun röportaj teklifini  kabul etseydim hakkımda söylenecekleri hayal bile edemiyorum. Teşekkür mesajları, sevgi sözleri çok güzeldi ve gelen tepkilerin bir çoğu çok olumluydu ama nefret ve yerme o kadar güçlü duygular ki  insan onların gücünden iyi şeyleri görmez oluyor.

"Almadım" benim kendi başıma kendimle yaşadığım, kendi zaaflarımla yüzleştiğim bir süreçti ve bu süreci samimi bir şekilde, kendimi daha farklı göstermeye çalışmadan, aldıklarımı da itiraf ederek entellektüel ya da politik bir dil kullanmadan naif bir şekilde yazmaya çalıştığım bir blogda anlattım. Blogun ilk yazılarında da altını çizerek ekolojik olarak çok da bilinçli olmadığımı,  hatalarım olabileceğini belirttim çünkü bu dünyada birileri birşeyleri sizden iyi yapıyorsa sizin söz söylemenize izin vermezler ve eleştirirler. Ne alıp ne almayacağımı kalem kalem yazdım. Düştüğüm zaafları, nasıl bir insan olduğumu ve ne kadar dönüşebildiğimi çekinmeden ifade ettim. İnsanların bunları kullanarak bana saldırabileceğini,beni ünlü olmaya çalışmakla suçlayacaklarını,açığımı yakalamak için dedektiflik yapacaklarını, buradan düşmanlık ve nefret üretebileceklerini, bana küfür edeceklerini hiç düşünmemiştim. Çok şaşırdım, çok üzüldüm.

Neyse ki bu iş saman alevi gibi yanıp söndü. Söylediğim gibi ödev ve birkaç okul etkinliği dışındaki bütün teklifleri reddettim ve normal hayatıma döndüğüm için şükrettim. Olumsuzlukları bir yana bırakırsak gelen mesajlardan insanların artık tüketimden ne kadar rahatsız olduklarını, bir çok insanla paralel düşündüğümüzü gördüm. Herkesin mesajına cevap vermeye çalıştım, arada kaçırdıklarım varsa affola. Bu kendi kişisel deneyimimi anlattığım son yazı, ben kendi sürecimi yaşamaya devam edeceğim bir şekilde. Bundan sonra eğer bana yazıp yollarsanız sizin deneyimlerinizi paylaşarım belki.

1 Aralık 2015 Salı

Hesap günü





Sanıyordum ki bir yıl bitince birçok şeyi eskitmiş olurum ama çok az şeyi elden çıkaracak kadar eskittim; bir iki çorap, bir çanta, bir kemer, bir sandalet.  Bitirdiklerim, bir buçuk kutu şampuan, yaklaşık 4 sabun, bir kutu duş jeli, bir buçuk tüp diş macunu. Bunlar zaten başladığımda elimde olanlardı, bazıları da doğumgünü hediyesi olarak gelmişti. Saçlarımı daha uzun aralıklarla yıkadım, diş macununu leblebi tanesi kadar sıktım.  3 kutu ekolojik çamaşır deterjanı, bir kutu da ekolojik bulaşık makinesi deterjanı aldım, yumuşatıcı yerine sirke kullandım. Ev temizlik malzemesi almadım; evde biraz vardı ve bir kere de ev arkadaşım aldı. Eskiden yarım yarım kalmış olan kremler, parfümler ve makyaj malzemeleri tükendi. Pet, tuvalet kağıdı, ilaç aldım. Yiyecek, içecek ve çok az da resim malzemesi ( işim bu olduğu için)  aldım. Bir telefon şarjı, bir cilt ürünü ( cilt uzmanı aldırdı), bir bileklik, bir sabun ( dalgınlıktan alındı) ve bir de beyaz şal ( iran sıcağıyla mücadele için) satın aldım. İşte bir yılın dökümü.

29 Kasım 2015 Pazar

Ya sonra?





Yarın alışveriş yapmadan geçirdiğim bir yılın son günü, bundan sonra alışverişle aramda nasıl bir ilişki olacak henüz bilmiyorum.

Bir yıl önce bu kararı vermemin nedenlerini düşünüyorum; yeni yılın yaklaşmasıyla ve indirimlerle birlikte artan alışveriş çılgınlığı, reklamların ihtiyacın olmayanı sana aldırmak için yarattığı sahte dünyalar, her yerin reklam olması, bir tane daha yapılmasın diye direndiğimiz ama içinden çıkmadığımız alışveriş merkezleri, onların içindeki sinemalarda gösterilen filmlerin öncesindeki reklamlar, o reklamlardaki toplu konutlar ve onların içini döşemek için daha çok eşya gerekmesi, etrafta çok fazla mal olması, bunların nereden geldiğini nereye gideceğini düşünmek,  bütün bu eşyalar dünyasının devamı için tüketmemizin gerekliliği tüketirken de dünyayı tükettiğimizin farkındalığı, bu saçma sistemin psikolojimizle oynadığı oyunlar, yaşadıklarımızla değil sahip olduklarımızla doyuracağımızı sandığımız  tatminler.

Bütün bunları dengelemek, hafiflemek, mide bulantısını durdurmak için bu oyunun piyonlarından biri olan benim oyuna ara vermem gerekiyordu. O zaman sadece bir yıl ara vermekti niyetim ama sanırım artık oyuna bir daha dönmek istemiyorum,  o nedenle bundan sonraki hayatımı hiç birşey almadan değil ama sadece çok ihtiyacım olan şeyleri alarak geçirmeyi düşünüyorum. Bunun için henüz bir planım yok bakalım zamanla nasıl şekillenecek?



9 Kasım 2015 Pazartesi

Paylaşım ekonomisi ve seyahat

Var olan paramı mala mülke eşyaya vermeyi bıraktığımdan beri yaşamaya ve gezmeye daha çok imkan buluyorum. O nedenle geçtiğimiz bir yıl içinde daha çok seyahat eder oldum. Size son seyahatimde faydalandığım iki paylaşım paltformundan bahsedeceğim.

Birincisi Airbnb; evinizin odasını , bir kanpenizi ya da tüm evinizi günlük kiralayacağınız bir site. Ben daha önceki evimde bir odamı bu site vasıtasıyla kiralıyordum, kiralayan ve kiracının her türlü bilgisi olduğu için ve daha önce kalanlar deneyimlerini paylaştıkları için nispeten güvenilir bir yer. Ben bu siteyi bir arkadaşıma önerdiğim ve arkadaşım da bu öneri sonucu odasını kiraladığı için bana 200 dolarlık kupon vermişti  airbnb, bu kuponlarla Sienada iki kişi 3 gece 20 euroya kalabildik. Bolognada is bir öğrenci evinin salonunda 17 euroya kaldım. Hem kaldığım ev sahipleri kazandı, hem ben kazandım, kaybeden is oteller oldu :)





İkincisi ise Blablacar. Bu da araç paylaşım sitesi İtalyada çok yaygın kullanılıyor, bir Bologna'dan Siena'ya 11 euroya gittik, 8 euroya döndük, tren fiyatı 27 euroydu. Zaten o yolculuğu yapacak olan araç sahipleri araçlarına yolcu  alıyorlar, böylece koca arabanın içinde bir kişi tekbaşına gitmemiş oluyor. Blablacar ülkemizde de var, sürücülerin profillerinde haklarında her türlü bilgi oluyor, birden fazla kişi yolculuk edecekseniz güvenli olabilir.

Bunun haricinde hiç kullanma fırsatım olmayan couchsurfing var, burda hiç para geçmiyor sadece konuk oluyor ve misafir kabul ediyorsunuz.

Görünen o ki seyahat etmenin  ucuz yolları da var tabi ki rahat bir insansanız ve güvende hissediyorsanız. Neden uygun olduğunuzda evinizi aracınızı paylaşmayasınız?


22 Ekim 2015 Perşembe

Türkan Hanım'ın almama deneyimi

Alışverişi kesip bu blogu ve facebook sayfasını yaptıktan sonra bundan etkilenip alışveriş yapmayı bırakan insanlardan mesajlar aldım. Geçenler de bir arkadaşım da bu insanların almama serüvenlerini de paylaşmamı önermişti. Türkan Hanım'ın deneyimini paylaşması da denk geldi, paylaşmak isteyen diğer arkadaşlardan da mesaj bekliyorum. Fark yaratması ve ilham olması dileğiyle,

"Merhaba ben Türkan Almadım a başlayalı 39 gün oldu. Evet aslında çok kısa bir süre fakat mevsim geçişlerinde ihtiyaçlar artıyormuş bunu anladım. Şimdiye kadar birkaç konuda zorlandım bunlardan biri kapalı kışlık bir ayakkabıya ihtiyacım var fakat ALMAYACAĞIM .Botlarım var nasıl olsa birkaç hafta sonra onları kullanmayı düşünüyorum. Ikinci konu ise telefonuma kılıf almam gerekiyor fakat onu da erteleyebilirim. Almadım a başladıktan sonra hayatımda neler değişti öncelikle onlardan bahsetmek istiyorum; ilk olarak yaptığım şey daha az vasıta kullanmak oldu artık çok uzun mesafeler dışında vasıtaya binmiyorum yürüyorum ve bu bana çok iyi geldi tavsiye ederim.İkincisi ki bu çok önemli bence ikinci el ve takasla tanıştım şuanda kıyafetlerimin bir kısmını sattım bir kısmını da talepte bulunanlara gönderdim. Şimdilik paylaşacaklarım bunlarla sınırlı beni minimalist yaşamla tanıştıran blog sahibemize teşekkür ederim hoşcakalın"