18 Mayıs 2015 Pazartesi

Sürdürülebilir Evlilik Söyleşisi




Bu yollara baş koyunca en güzeli senin gibi insanlarla karşılaşmak, paylaşmak yanlız olmadığını anlamak. Geçen hafta dünyama giren bir proje Sürdürülebilir Evlilik . O da ne ola derseniz çok güzel bişey ola! Anlatmakla olmaz Facebook sayfaları ve bloglarına tıklayın, görün, takip edin. Benimle de bir söyleşi yaptılar bloglarında yayınlamak üzere, altta o söyleşiyi kes- yapıştır usulüyle paylaşıyorum:


Başka Bir Dünya Mümkün Serisi: Almadım! Selma Hekim Söyleşisi


Aynı yolun yolcusu olduklarımızla yollar er geç kesişiyor ve havalara uçuyor iyi ki diyoruz.
Masalımıza bir kahraman daha ekledik, tanıştık, konuştuki çok sevdik. Selma Hekim 1 Aralık 2014 itibariyle 1 yıllık bir ALMADIM projesi başlatmış. Bloğunda (burada) ve feysbuk sayfasında (burada) pek kıymetli paylaşımlar bulabilirsiniz. Aşağıda da bizimle olan söyleşisi mevcut. Afiyetle okuyunuz efendim, İlhamlı paylaşımdır <3

1 Yıl boyunca keyfi alışveriş yapmama kararı alan bir kadın! Yok canım mümkün mü? Bütün kadınlar alışveriş delisi? Öyle mi dersin? Kadınlar olarak dünyayı kurtarıyoruuzz beyleerr! Haberiniz yok! Almadım diyor kadın, ALMADIM! Hadi dinleyelim.

Merhaba Selam Hanım, Sizinle Almadım aracılığıyla tanıştık ve sayfanız derken bloğunuz yazılarınız, okudukça sevdik sevdikçe okuduk. Benzer tercihleri yapmış aynı duyguları paylaşan ve çoğu zaman almayan olarak biz sizi çok sevdik. Hem biz hem de takipçilerimiz için bize biraz kendinizden ve Almadım projesinden bahseder misiniz?


Merhaba, güzel sözleriniz için teşekkür ederim.  Yaklaşık 20 yıldır İstanbul’da yaşıyorum, bir üniversitede çalışıyorum ayrıca bir atölyem var resim yapıyorum. Uzun yıllardır ekolojiyle kenarından köşesinden ilgilendim fakat kendi hayatıma bunu pek sokamadım.  Son yıllarda sosyal medyada bu tür oluşumları takip etmeye başlamıştım. Yerellik, organik üretim, paylaşım hep ilgimi çeken konular oldu. Evimdeki neredeyse tüm eşyalar ikinci el, bir şeyin kullanılıp atılmasına gönlüm razı olmuyordu, arkadaşlar arasında takas pazarları düzenlemeye başladık, çöpleri ayırmaya başladım. Gezi sonrası biraz küskünlükle kendi hayatımda ve çevremde fark yaratacak bir şeyler yapmak büyük hikayelerin içinde olmaktan daha iyi gelmeye başladı. Öte yandan da AVM’lerden ve alışveriş yapmaktan  daralmaya başlamıştım. Bu bir taraftan da psikolojik bir süreç; kendimi alışveriş yaparak mutlu olan bir insan olarak görüyordum; fakat sadece alırken ve ondan sonraki birkaç saat içinde, sonrasında pişman oluyordum. Bunun sebebinin mülkiyet arzusu olduğunu düşünüyorum, mülkiyet edinmek ise ölümlü olmakla başa çıkmanın yolu sanırım. Almayla ilgili psikolojik süreçlerin yanı sıra son yıllarda dünyadaki üretim ve tüketimin artışı, binaya, mala, reklama boğulmamız da bu kararda etken. Bunların hepsi satılıyor mu, satılmayanlar nereye gidiyor, bunlar uzaydan mı geliyor? Bunlar üretilirken dünyada birçok şey tüketiliyor. Sürekli indirimde olan bir ev tekstili mağazasında elim kolum dolu halde daha ne alsam diye kendimi zorlarken bulmam son damla oldu. Sonraki hafta ofiste otururken aniden bir yıl alışveriş yapmamaya karar verdim. Verir vermez facebookta profilime yazdım. Gelen yorumlar çok olumlu oldu. Süreci bizimle paylaş diyenler oldu, bir blog ve facebook sayfası açtım. Almadım böyle doğdu.

Bloğunuzu incelerken ne almadım dosyalarınıza rastlamak mümkün. Bugünlerde sistem bizleri genelde ne aldığımızı paylaşmaya şartlıyor malum :) Sizi Ne Almadım? dosyaları yapmaya tetikleyen şey ne oldu?

Almadım dosyaları yapmaya hevesle başladım, başta almak isteyip almadığım şeyler oluyordu ama bunlarda hiç aklım kalmıyordu. Herkes şunu görsün istedim; almayınca bir süre sonra unutuyorsunuz ve hiç pişmanlık olmuyor. Fakat daha sonra bir şey almak istemez oldum ve bu bölümü düzenli yazamaz oldum. Bu süreçle birlikte başka farkındalıklar da kazanıyorsunuz, bazen eskiden çok beğendiğim mağazalara girip ürünlere bakıyorum ve iyi ki bu kararı verdim diyorum.

1 Aralık 2014te başlayan bu deneyim ve bize göre aslında bir sosyal deney olan "Almadım" sürecinizde en çok hangi "almadım" kaldı aklınızda? Hala keşke alsaydım dediğiniz bir "almadım" var mı? ve iyi ki almadım dediğiniz?

Aklımda hiçbirşey kalmadı aslında. Özellikle kıyafet konusunda hiç zorlanmadım, sadece psikolojik alma atakları geçiriyorum bazen. Günlük rutinlerimizi, eğlence anlayışımızı bazen almayla beraber yürütüyoruz. Mesela eskiden İstiklal Caddesi’ne çıkınca mutlaka bir kitapçıya uğramak, Beyoğlu iş merkezinden ihraç fazlası ürünler almak benim için bir eğlenceydi. Ya da pazara gidip ucuza güzel t-shirtler ,ıvır zıvırlar, kumaşlar almak. Bunlara sahip olmak değil de o etkinliği düzenlemeyi özlüyorum. O zevkten mahrum kalmak bana bir eksiklik gibi geliyor bazen ama onun yerine yapılacak o kadar güzel şey var ki hayatta.

Alışverişi mümkün mertebe azaltmak adına alternatifler üretirken pek çok şeyi kendiniz yaptığınıza rastladık örneğin özel gün kutlamaları süsler vs. bu konudan da bize bahseder misiniz?

Aslında o kısma biraz daha zaman ayırmak istiyordum ama fırsatım olmadı. Hiç birşey almayınca hediye de alamıyorsunuz. Benim avantajım resim yapıyor olmam. Küçük tuvaller üzerine satmak için yaptığım dekoratif şirin resimler vardı, onlardan hediyeler götürüyorum. Ayrıca incik, boncuk, kağıt,kumaş çok biriktirmişim onlardan da bir şeyler yapıyorum. Hiç olmadı pasta kurabiye kek yapılıp hediye olarak götürülebilir. Biz çok hazıra alışmışız, kendimizin yapabileceği kıyafetten ev eşyasına kadar birçok şey var.

Peki buna bir perhiz dersek :) hiç dayanamayıp bozdugunuz oldu mu?

Blogumda da yazdım. Şimdiye kadar iki şey aldım. Birincisi cilt problemim vardı bir uzmana gittim ve temizleyici bir cilt ürünü kullanmam gerektiğini söyledi. Çok düşündüm ve aldım. Eczaneden aldığım için kendimi biraz iyi hissettirdi. Bir de geçenlerde okulun kooperatifinden zeytinyağlı sabun aldım. Evde bir sürü sabun var, hiç ihtiyacım yok ama 3 liraydı, kooperatifte satılıyordu, bir köyden gelmişti derken fark etmeden almışım. Sonradan uyandım. Bu ikisi haricinde birşey almadım.

Mal beyanınızı okuduk başlarda yaptığınız :) Şuan o beyanda ne gibi değişiklikler oldu? Var mı bir fark?

Çok şey biriktirmişim, o nedenle zorlanmadım. Evde kremler, ojeler, sabunlar doluydu. Onları tek tek bitiriyor ve evi sadeleştiriyor olmak da güzel. Doğum günümde bazı hediyeler geldi, organik şampuan, organik saç boyası, hindistancevizi yağı gibi. İnsanlar ihtiyaç duyabileceğim şeyler hediye ettiler böylece hiç giymeyeceğim kullanmayacağım hediyeler de almamış oldum. Bazı eşyalarımı da elden çıkardım. Öğretmen bir arkadaşım okulun kermesinde bazı takılarımı sattı, vermeye elimin varmadığı ve yıllarca tuttuğum kıyafetlere veda ettim. Amacım olabildiğince az eşyayla kalıp onları eskitene kadar kullanmak.
Bu sosyal deney sürecinizde sonuçlar sizi nasıl etkiledi? "Vayy be böyle de oluyormuş"lar birikti mi?

Sanırım bu bir yıl bitince de almamam kontrollü olarak sürecek. Belki ayda bir ihtiyaçla sınırlarım, henüz  karar vermedim. Fark ettiğim şey kendi adıma çok gereksiz alışverişler yapmış olduğum oldu. Kesin kullanmamız gerektiğini düşündüğüm bazı şeylerin gereksiz olduğunu gördüm, mesela çamaşır yumuşatıcısı. Saçlarımı daha uzun aralıklarla ve daha az şampuanla yıkamaya başladım, diş macununu az kullanmaya başladım. Kimyasal olmayan temizlik ürünleriyle tanıştım. Reklamlarla tamamen kandırıldığımızı gördüm. Bu demek değil ki hayat standartlarınız düşecek, tam tersi bundan sonra bir kazak alacaksam hem güzel hem de kaliteli bir kazak almak isterim. Ayrıca dolapta yılda iki kere giyilmeyi bekleyecek şeylere vereceğim parayı  yaşamaya vermeyi tercih ediyorum
 "Yok bu böyle olmadı, düşündüğüm gibi değilmiş bunu almak şartmış bunu satın almadan yaşanmazmış" dediğiniz almamak ölümcül hasar yaratan bir şey çıktı mı karşınıza?

Henüz çıkmadı. Bir ay içinde diş macunum bitebilir gibi görünüyor mesela, bir de bu yaz kardeşlerimin düğünü var o düğünlerde giyecek bir şeyler bulmam gerekecek. Ben de heyecanla bekliyorum nasıl bir çözüm bulacağımı.
 Peki bu sürece girince satın almama haliniz size duygusal anlamda neler getirdi? Neler götürdü? Var mı böyle şeyler :)  

Almadığım için mutluyum, kendimi birazcık daha samimi hissediyorum.  İnsanoğlu bütün dünya emrine amade sanıyor bütün hayvanlar, toprak, doğa bizim için yaratılmış sanıyoruz ve sömürürken hiç vicdan azabı çekmiyoruz. Bunun böyle olduğumu dilimizle söylüyoruz ama sıra harekete gelince herkes keyfine bakıyor. Bu noktadan uzaklaşmak için adım atmak bana iyi geldi
 .Yaklaşık 6 aylık olacak süreciniz, bir yarıyıl raporu yapsanız kısaca bizim için :) var mı bir özet?

 Almadım demekten başka diyeceğim bir şey yok ve bir de şu var, bir yerden başlarsanız devamı geliyor ve yeni kapılar açılıyor.
 Son olarak bizlere "Almadım" süreciniz için sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı? Mesajınız nedir?
Şikayet etmek, çözümleri başkalarına başka zamanlara atmak işin kolay yanı ve hiç birşey değiştirmiyor. Biz kendimizde bir değişim yaratırsak başka insanları da etkiliyoruz ve değişim böyle gerçekleşiyor. Benim bütün yaptıklarımda ve yazdıklarımda başka insanların etkisi var. Böyle böyle dünyayı değiştirebiliriz belki.



14 Mayıs 2015 Perşembe

Atmak mı zor-Tutmak mı zor





Sürekli dönüp dolaşıp aynı şeyleri yazıyorum ama yine malı mülkü azaltma konusuna değineceğim . İnsanın ne kadar az eşyası varsa kendini o kadar özgür hisseder gibime geliyor, ya da ben öyle hissediyorum. Eşya insanın hareketliliğini engelleyen birşey, sırtında yük. Bundan beş yıl önce 6 ay yurtdışında yaşadım. Bir valizle gittim ve götürdüklerimden başka birşeye ihtiyaç duymadım. O zaman uyandım biraz çok eşyaya ihtiyaç duymadan yaşayabileceğime. Ama döner dönmez aynı döngünün içine girdim. Kendimi sürekli çamaşır yıkarken, ütülerken, katlarken buluyorum. Kitaplığı düzenle, takıları düzenle, kemerleri nereye koysam derken ömrümü geçiriyorum. Neyse ki almamayla paralel olarak azaltma işine de başladım,sanırım beş aydır  3 kere kıyafetleri elden geçirip fazlalıkları ayırdım. Eskimeye yüz tutmuşları çok giyiyorum ki eskisinler, yarım kalmış kremleri parfümleri bitiriyorum. Şu beş aydır hayatımda sürmediğim kadar parfüm,oje, krem sürdüm, sürmesem daha önce hep yaptığım gibi son kullanma tarihi gelene kadar bekleyecek ve atacaktım. Bir çanta dolusu takı toka vs eşyayı arkadaşımın okul kermesine yolladım.Evdeki fazla kabloları, okuldaki elektronik çöpe attım ama bitmiyor. Atmak da kolay iş değil bu arada. Eşyayı tutmanın psikolojik sebepleri var ki bunlara ayrı bir yazı konusu olabilir.

Bu aralar takip ettiğim projeler var bir tanesi the tiny project. İnsanlar minicik evler kurmuşlar, bazıları bu evleri karavan gibi taşınır yapmış dağ bayır dolaşabiliyorlar. Görünen o ki kendilerine yetecek herşeyleri var mutlu mesut yaşıyorlar. Herkese lham vermesi dileğiyle.

5 Mayıs 2015 Salı

Hıdrelleziniz kutlu olsun




Bugün Hıdrellez, yazın başlangıcı, alışverişin pompalanmadığı az sayıda özel günlerden günden biri. Herkese eğlence, paylaşım, bolluk, bereket getirsin. Ben de 5 aydır alışveriş yapmamayı kutluyorum bu hıdrellezde.

Günler hızla akıp geçiyor en son yaşadığım mercan atağından sonra sakin bir 2 hafta geçirdim. Telefonumun pili bitmişti, kız kardeşim yeni telefon aldı ve eskisini bana verdi böylece telefon ihtiyacım kalmadı. Aylar geçtikçe alışveriş yapmanın hiç de gerekli olmadığını görüyorum sanırım bir yıl bittikten sonra da çok sınırlı alışveriş yapacağım.

Geçen hafta eşya kütüphanesi diye bir projeyle karşılaştım, paylaşmak istedikleriniz ve talep ettikleriniz bölümleri var, ya ihtiyacınız olanı alıyorsunuz ya da fazla ve paylaşabildiklerinizi veriyorsunuz. Bazı ürünleri ortak kullanıma açıyorsunuz; mesela kitaplar, matkap vs gibi ev araç gereçleri gibi. İsteyen kullanıp geri veriyor , bazı ürünler de tamamen el değiştiryor. Bu tür oluşumlar görmek beni mutlu ediyor, gitgide alışveriş yapmaya daha az ihtiyaç duyuyoruz.

Bir de itirafım olacak. Hiç farketmeden yaptığım birşey; okulun kooperatifinden bahsetmiştim daha önce ordan her hafta süt alıyorum yoğurt yapmak için, gitmişken ceviz, kuru domates ve zeytinyağlı sabun aldım. Sabun almam gerekenler arasında, evde bu yılı çıkartacak sabun var ama artık kooperatiften alıyorum diye mi, 3 lira diye mi, orda satılan herşeyi yiyecek olarak gördüğümden mi nedir  aldım işte. Çok pişman olmadım en azından ekolojik ucuz bir ürün aldım para üreticiye gitti.
 Hıdrellezde herkes dilediklerine kavuşsun diyerek bitiriyorum.