26 Kasım 2014 Çarşamba

AMA SOR NEDEN?



1 Aralık 2014-1 Aralık 2015 arasında hiç bir şey satın almamaya karar verdim. Her ne kadar  az para kazanıp kıt kanaat yaşasam da bu karara beni götüren sebep kendi bütçemle ilgili değil daha çok dünyayı nasıl tükettiğimizi görmek ve alışverişin arkasında yatan psikolojik tatminle ilgili.

Kendimi bazen alışveriş yaparak mutlu olan bir insan olarak görüyorum; fakat sadece alırken ve ondan sonraki birkaç saat içinde, sonrasında pişmanlık geliyor. Evim alıp da kullanmadığım şeyler dolu ( dolu derken kendime göre dolu). Bunun sebebinin mülkiyet arzusu olduğunu düşünüyorum, mülkiyet edinmek ise ölümlü olmakla başa çıkmanın yolu sanırım.

Almayla ilgili psikolojik süreçlerin yanı sıra son yıllarda dünyadaki üretim ve tüketimin artışı, binaya, mala, reklama boğulmamızın da gözden kaçırılmayacak boyutta olması bu kararda etken. Alışveriş merkezleri, pazarlar, Tahtakale, Merter saçma sapan formlar alarak alıcılara sunulmuş yığınlarca plastik, kağıt, kumaş, metal, tahtayla dolu. 3 ay sonra gitsen onların yerine yenilerinin geldiğini görürsün. Bunların hepsi satılıyor mu, satılmayanlar nereye gidiyor, bunlar uzaydan mı geliyor? Bunlar üretilirken dünyada birçok şey tüketiliyor. Çin ürettikçe bütün dünya tüketiyoruz, etrafta flyerlar, poşetler, paket kağıtları, t-shirtler, plastik çatal bıçaklar uçuşuyor.

Bütün bunlarla mücadele etmek en azından dahil olmamak için bütüncül bir yaklaşım gerekiyor elbet. Ben henüz bu noktaya varabilmiş biri değilim ama yavaş yavaş kendimi açarak, birilerinden duyarak, düşünerek uyanabilirim sanıyorum. Ayrıca bir sürü sosyo- politik, bilimsel, ekolojik bilgi ve yaklaşım varsa da ben pek bilmiyorum o nedenle bunları yorumlayamayacağım, ancak copy-paste yapıp paylaşabilirim.

Bu yola baş koymadan önce belli süreçler geçirdim. Kullanmadığım kıyafetleri ihtiyacı olanlara vermek, çöpleri ayırmak, garagesale düzenleyip satmak, takas pazarı yapıp değiş tokuş yapmak gibi. Şimdi düşününce evimdeki mobilyaların çoğunu da birilerinden aldım ya da sokakta buldum. Fakat verdikçe almanın yolunun açıldığını da gördüm, eşyan azaldıkça yenilerini almayı hak görüyorsun. Sen aldıkça 3. köprü yapılıyor, HES ler yapılıyor, alışveriş merkezleri yapılıyor, almaya devam ettikçe bunların yapılmasına itiraz etmen samimiyetsizleşiyor. Bunun için almaman gerekiyor. Sahip oldukların azalınca hayatın çoğalıyor.


Umarım bu bir yıl boyunca başka farkındalıklar geliştirir, birkaç insana örnek olur ve satın almamayı bir yıla değil bütün hayatıma yayabilirim.

10 yorum:

  1. Merhaba!
    Süpersonik Çok Bombastik yazınca görüp geldim, kendi kendime kıvranıyordum benzer hislerle.
    2015 boyunca giyim-kuşam, ayakkabı, bijuteri falan cinsinden hiçbir şey almamaya karar vermiştim, 1 Ocak 2015'ten başlamak üzere. Şimdi başka hangi kalemleri sokabilirim işin içine diye düşünüyorum.
    Öyle bir ses edip ben de varım demek istedim. Ankara'dan selamlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      çok sevindim yol arkadaşlığınıza. Elimden geldiğince alışverişe karşı bulduğum alternatifleri burada paylaşacağım. Sizin de aklınıza gelen bir şey, duyduğunuz bir haber, okuduğunuz bir yazı vs olursa paylaşırsanız sevinirim.Kolay gelsin

      Sil
  2. Aynı tarihte bizde eşimle 1 yıl hiç kıyafet almayalım kararı verdik. Aferin sana seninki daha iddialı.

    YanıtlaSil
  3. Eşyalara, kıyafetlere, maddi ne varsa hepsine köle olduğumuz, bu uğurda da esas önemli olanları elimizden kaçırdığımız bir düzendeyiz. Bayıldım bu fikre. Takipteyim.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. İlham veriyorsunuz gerçekten.

    YanıtlaSil
  6. Acayip heveslendim bu yaşam tarzına. Zaten çok alan biri değilim. Benim için zor olmaz dye düşünüyorum. İlk sayfanızdan başladım okumaya
    Henüz.
    :). Süper bi akıma öncülük etmişsiniz. Harikasınız

    YanıtlaSil
  7. Acayip heveslendim bu yaşam tarzına. Zaten çok alan biri değilim. Benim için zor olmaz dye düşünüyorum. İlk sayfanızdan başladım okumaya
    Henüz.
    :). Süper bi akıma öncülük etmişsiniz. Harikasınız

    YanıtlaSil